Bergama/Türkiye’de doğdu. Sanat eğitimine başlamadan önce Hacettepe Üniversitesinde Radyoloji eğitimini tamamladı ve eğitimine devam etmek için Almanya’ya gitti. Oradaki eğitimini yarım bırakarak ülkesine geri döndü ve evlendi. Çocukluktan beri içinde kalan sanat tutkusu ile 1996 yılında Gazi Üniversitesi Resim-İş Öğretmenliği Programını kazanarak öğrenciliğe geri döndü. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde on beş yıl çalıştı. Bu süreç eşi ve meslektaşlarının destekleriyle, gece nöbetler gündüzde eğitimle geçti. 2000 yılında Gazi Üniversitesi Resim-İş öğretmenliği lisans programından birincilikle mezun oldu. 2003 yılında aynı Üniversite’nin Eğitim Bilimleri Enstitüsünde Sanat Eğitiminde yüksek lisans ve 2008’de ise doktora eğitimini tamamladı.
2005 yılında Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde öğretim görevlisi olarak göreve başladı. 2009-2010 öğretim yılında Birmingham City, Sanat ve Tasarım Enstitüsünde Burslu Araştırmacı olarak bulundu. Burada Bologna Sürecinde Sanat Eğitiminde Yükseköğretim Lisans Program Entegrasyonu ve Kalite Geliştirme konusunda yürütülen süreci izledi. Aynı zamanda Art and Wellbeing MA programına misafir öğrenci olarak katılma imkânı buldu. Bu süreçte disiplinlerarası çalışmaları devam etti.
2010 yılında Yardımcı Doçent, 2013 yılında Doçent, 2019 yılında Profesör unvanını aldı ve Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesine Dekan olarak atandı. Aynı yıl Sağlık Bakanlığınca düzenlenen GETAT eğitimlerine katılarak Müzik Terapi Sertifikasyonu ve GETAT Klinik Araştırmaları Etik Yaklaşım Belgesi almaya hak kazandı.
Aykut, Plastik Sanatlarda sergilere, Sanat Eğitimi ve Sanat Terapi alanında çeşitli sempozyum, kongre ve konferanslara katılarak çalışmalarını sürdürmektedir. 2012 yılında Sanat Eğitiminde Estetik, 2018 yılında Estetik Paradigmalar Işında Sanat ve Eğitimi, 2021 yılında çok yazarlı ve editörlüğünü yaptığı Çağdaş Sanat Gündemi adlı kitapları yayınlandı.
Aykut, işlerinde deneysel ve yarı otomatik tavrını sürdürmektedir. Onun için resim alanındaki her şey ötekiyle kesişmenin bireydeki izlerine yöneltilen içsel bir bakışı ifade eder. Anlatımında kullandığı biçimler, izleyicinin belleğindeki tanıdık imajlar yoluyla duyumsal alanla bağ kurar. Kompozisyonlarında figüratif anlatım biçimlerini izlenebilen birer töz olmaktan çıkarma çabasındadır. Figürlerin tutunduğu yüzeyler kısmen mutlu tesadüfleri kucaklayan anlatım dilinin tözsel biçimlerini anımsatan bir özdektir.
Aykut, seçtiği temalarda gerçeklik kavramını, anlatım ve içeriği bir yana bırakarak sentezler. Onlar birer temsil nesnesi değildir. İzleyicinin varlık alanında yaşam süren gerçekliğin izdüşümleridir. Sanat onun için varlığın tözünde özdek olanı arama ve keşfetme yolculuğudur.